top of page

SİNEMA TUTKUSUYLA GEÇEN BİR YAŞAM: YÖNETMENİN GÖZÜYLE SİNEMA DÜNYASI


Birbirinden Farklı Hikayeler ve Sinema Sanatına Adanmış Bir Hayat


Sinema dünyasının derinliklerine inmek için bir yönetmenin gözünden bakmak, hem sanatın iç yüzünü hem de tutkunun ne demek olduğunu anlamak demektir. Bu röportajda, Türk sinemasının önemli isimlerinden biri olan yönetmenle geçmişten günümüze uzanan bir yolculuğa çıkıyoruz.


 

-  SİNEMAYA NASIL BAŞLADINIZ?

 

MEHMET ERYILMAZ: Sinemaya bilerek isteyerek ve taammüden girdim. Uzun metraj bizim gençlik dönemlerimizde pek mümkün değildi. Yeşilçam'ın daha böyle düştüğü, artık pornografiye esir olduğu 80'li yılların sonunda maalesef o alanda uzun metraj yapma imkanımız yoktu. Yani yapma potansiyelimiz vardı ama ortam uygun değildi. Mecburen belgesele geçtik ve belgesel ile başladık.

 

-  DAHA ÖNCE TUNCEL KURTİZ'İN BELGESELİNİ ÇEKTİĞİNİZİ DUYMUŞTUK. BİZE BU BELGESELDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

 

MEHMET ERYILMAZ: Ben 1993 yılında bir uzun metraj film çekme niyetiyle Türkiye'ye yeni gelmiştim. Tuncel Kurtiz'e bir başrol teklifiyle gittim ve o projeden vazgeçip onun belgeselini yapmaya karar verdim. 1994 yılında bu belgeselin galasında sinema camiasının hemen hemen tümü vardı, unutulmaz bir anıdır.

 

-  ÇEKTİĞİNİZ FİLMLERDEN SİZE GÖRE EN İYİSİ HANGİSİ?

 

MEHMET ERYILMAZ: anneye hangi çocuğunu daha çok sevdiğini sormak gibi bir soru bu. Her bir filminin başka bir özelliği var. Mesela "Hazan Mevsimi", Türkiye'de panayırlarda geçen ilk sinema filmidir.

 

-  ŞU ANDA BE PLATO'DA BİR FİLM ÇEKİYORSUNUZ. BİZE BU FİLMDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

 

MEHMET ERYILMAZ: Be Plato'da çektiğimiz film "Enstantane" adını taşıyor. İki kadın üzerine kurulu, hapishanede geçen çok sert bir hikaye. Be Plato'nun imkanları dahilinde cezaevi içinde gerçekten çok keyifli bir çekim oldu.

 

-  SETTE BİR PROJEDE HANGİSİNİN ÖNEMİ DAHA FAZLA, SENARİSTİN Mİ, YÖNETMENİN Mİ, OYUNCUNUN MU?

 

MEHMET ERYILMAZ: Tabii ki yönetmenin. Sinema her ne kadar kalabalık insanlarla da yapılsa, tek kişilik bir iştir ve diğer tüm ögeler ona yardımcı olur.

 

-  SETTE NASIL BİR YÖNETMENSİNİZ?

 

MEHMET ERYILMAZ: Az zamanda bir takım işlerin doğru yürüyebilmesi için düzenin ve disiplinin olması gerekir. Bu nedenle zaman zaman sette biraz sert bir algı oluşturuyor olabilirim.

 

-  DOĞAÇLAMA SİZCE OLMALI MI?

 

MEHMET ERYILMAZ: Tabii ki olmalı. Oyuncular kendi söyleme biçimleriyle diyalogları daha iyi yorumlayabilirler.

 

-  NURİ BİLGE CEYLAN İLE NASIL BİR İLİŞKİNİZ VAR?

 

MEHMET ERYILMAZ: Çok eski dostuz, onun bütün projelerinde bir şekilde varımdır, benim bütün projelerimde de o bir şekilde vardır. Biz her zaman birbirimizin projelerine başından itibaren dahil oluruz.

 

-  BAZI FİLMLERİNDE SİZE ÖZEL OLARAK TEŞEKKÜRLERİNİ İLETTİĞİ SÖYLENİYOR. SİZİN ROLLERİNİZ NEYDİ BU FİLMLERDE?

 

MEHMET ERYILMAZ: Nuri'nin filmlerinde genellikle başlangıçtan itibaren projeye dahil olurum, dolayısıyla teşekkürlerini iletmeleri beni memnun eder.

 

-  SETTE OLMAZSA OLMAZINIZ VAR MI?

 

MEHMET ERYILMAZ: Setlerde en hoşlanmadığım nokta hiyerarşik bir düzen algısıdır. Bizde hiyerarşi yok, her şey yataydır.

 

-  RÖPORTAJ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.

 

MEHMET ERYILMAZ: Rica ederim, ben de sizlere teşekkür ederim.

 

 


Yönetmenin kendi deyişiyle, sinema her şeyden önce bir sanattır ve bu sanata adanmış bir ömür boyu süren bir tutku ve çaba gerektirir. Onun sinema dünyasına bakışı, sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimidir. Bu samimi sohbet için kendisine teşekkür ediyoruz, sinema yolculuğunda başarılar diliyoruz.


 


Comments


bottom of page